İslam inancının temel kaynağı olan Kuran-ı Kerim'de, insanlığın yaratılış hikâyesi büyük önem taşır. Hz. Adem, ilk insan ve ilk peygamberdir. Onun ve eşi Havva'nın hikâyesi, insanlığın yeryüzündeki serüveninin başlangıcını temsil eder.
Hz. Âdem’in yaratılışı hakkında Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet bulunurken, Hz. Havva’nın yaratılışı konusunda Kur’an’da doğrudan bir anlatım yer almaz. Ancak dolaylı ifadeler ve İslamî literatürdeki açıklamalar bu konuda bilgi edinmemizi mümkün kılar.
Zilzal Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 99. suresi olarak bilinir ve genellikle deprem duası olarak anılır. Arapça kökenli "zilzal" kelimesi, "sarsıntı" veya "deprem" anlamına gelir ve bu sure, kıyamet gününde meydana gelecek büyük sarsıntıları tasvir eder.
Cebrail Meleği, İslam inancında son derece önemli bir yere sahip olan bir varlıktır. Allah tarafından görevlendirilen melek, birçok defa yer yüzüne inmiştir ve insanlara ilahi mesajlar iletmekle yükümlüdür.
İslam melekliliğinde, Mikail, derin bir öneme sahip olan dört başmelekten biridir. Mikail, doğanın güçlerinin ve besin temininin gözetleyicisi olarak, evrensel düzenin sağlanmasında geniş ve hayati sorumluluklara sahiptir.
İsrafil diğer semavi dinlerde adı geçen ve İslam'da da dört büyük melekten biri olarak bilinen bir melektir. İslam inancına göre bu yüce melek, kıyamet gününün habercisi olarak özel bir konuma sahiptir. İsrafil meleğinin görevi ve özelliklerinden bahsedilir. Allah tarafından kendisine verilen en önemli sorumluluk, Sur'a üflemektir. Kıyametin kopuşunu ve ardından tüm ölülerin diriltilişini ilan edecek olan kutsal bir vazifedir.
Cennet ve melekler, ruhsal ve manevi boyutlarıyla insanların ilgisini her daim çeken kavramlardır. Bu iki terim, yalnızca dini metinlerde değil, aynı zamanda kültürel ve felsefi tartışmalarda da sıkça karşımıza çıkmaktadır.
İslam inancında melekler, Allah’ın emriyle görev yapan nurdan varlıklardır. İnsanların hayatında önemli rolleri bulunan bu varlıkların her birinin farklı görevi ve yeri vardır.