Sadaka-i Cariye, İslam dininde bir ibadet çeşidi olarak kabul edilir. Bu ibadet, öldükten sonra insanların sevap kazanmaya devam etmelerini sağlayan önemli bir ameldir. Ölen bir kişinin geride bıraktığı hayır işleri ve sürekli olarak sevap yazılmasına vesile olan bir ibadet türüdür. İslam alimleri tarafından da açıklanan bu kavram, özellikle insanların öldükten sonra amel defterlerine sevap yazılmasını sağlayarak onların ahirette de ödüllendirilmesini hedefler.
Kişilerin hayır işleri yaparak, sadaka ve zekat gibi yardımlarda bulunarak ve insanlara yardım ederek sadaka-i cariye kazanabilirler. Bu sayede, öldükten sonra bile sevap kazanmaya devam edebilirler. Sadaka-i Cariye, insanların dünya hayatlarında yapacakları iyiliklerin ötesinde, ölümlerinin ardından da sevap kazanmalarını sağlar.
Bu ibadet türü, insanların sürekli olarak ibadet etmelerine ve hayır işleri yapmalarına vesile olur. Sadaka-i Cariye'nin önemi ve etkisi, İslam inancına göre kişilerin öldükten sonra dahi sevap kazanmalarını sağlayarak onların ahirette de mükafatlandırılmasını sağlar.
Sadaka-i cariye, Müslümanlığın özüne dayanan bir kavramdır. Ölümden sonra insanların sevap kazanmalarını sağlayan ibadetlerin en büyüğü olarak aktarılmakta. Kişi, hayattayken yaptığı iyiliklerin sevaplarını ölümden sonra da kazanabilmek için bu tür ibadetleri yapabilir. Bu sayede, ölen bir kişiye yapılan yardımların sevabı, onun ruhu için bir nevi vesile olur. Sadaka-i cariye, hayır işlerinin sürekli ve kalıcı olmasını sağlar.
Sadaka-i Cariye Çeşitleri, köprü, yol, cami, çeşme, vakıf, medrese gibi yapılar üzerine yapılan bağışları ifade etmektedir. Bu yapılar, toplumun ihtiyaçlarına cevap vermek ve ibadetin çeşitli yolları olarak kabul edilir.
Sadaka-i Cariye Hadisi, birçok mevcut olan ve Müslümanların ortaklaşarak yerine getirebilecekleri maddelerinden biridir. Bu hadis, bireylerin maddi olarak yardıma ihtiyacı olanlara destek olmalarını teşvik etmektedir. Bu yardımların karşılığında ise insanların manen etkilenmeyeceği vurgulanmaktadır. Yani, yardım edenler maddi olarak destek verdiklerinde zarar görmeyecekleri gibi, manevi olarak da bu eylemden etkilenmezler.
Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle dedi: "Hiçbirinizin ömrü, dünyada yaptığı işlerinin karşılığını görmesinden daha hayırlı değildir. Bu nedenle (iyilik yapın ve) sürekli hayır kurumu oluşturun, ilim edinin, salih evlat yetiştirin (ve miras bırakın) ve bu (iyi işler) sizin ardınızdan devam etsin." (İbn Mâce, Zühd, 32)
Ölüm anında insanların amel defterleri kapanır, fakat sadaka veren, iyi evlat yetiştiren ve bilgi bırakan insanların defterleri kapanmaz.
Sadaka-i Cariye Hadisi
Sadaka-i cariye hadisi, Allah Teala'nın rızası için verilen sadakanın yedi yüz misliyle mükafatlandırılacağını bildirdiği hadistir. Bu hadis, insanların Allah'ın izniyle yaptıkları yardımların karşılıksız kalmayacağını ve Allah'ın cömertliğiyle verenleri bolca ödüllendireceğini vurgulamaktadır.
(Bakara. 2/261) Bu nedenle, her Müslüman, kıyametin gelmesine kadar sürecek olan bir sadaka-i câriye oluşturma çabası içinde bulunmalıdır.
Sadaka-i Cariye, İslam'ın farz kıldığı ibadetler arasında yer almadığı için, maddi durumu olmayan kişiler de bu ibadeti gerçekleştirebilirler. Zorunlu olmamasına rağmen, bu tür ibadetin maddelerini yerine getirebilmek için birkaç kişi ortak olabilir.
Ölmüş bir insanın adına yakınları tarafından yapılan hayır işlerini kapsar. Ölen kişinin yakınları, onun adına sürekli dua etmeli, Kuran okutmalı ve farklı hayır işleri yapmalıdır. Bu hayır işlerinden biri de sadaka-i cariye olarak kabul edilir. Sadaka-i cariye, ölen kişinin ruhu için yapılan ve sürekli devam eden bir hayır işidir. Bu, ölen kişinin adına çeşme yapmak, yol veya köprü inşa etmek gibi kalıcı ve sürekli yardım hizmetleri olabilir. Ölen kişinin adına yapılan bu hayır işleri, kişinin ölümünden sonra da devam ettiği için, bu eylemler sadaka-i cariye olarak kabul edilir.