Namaz, Müslümanların hayatında önemli bir ibadettir ve manevi huzurun kapılarını aralar. Namazın ardından yapılan dualar ise bu huzuru pekiştiren, Allah'a olan bağlılığı ve teşekkür duygusunu ifade eden önemli bir ritüeldir. "Selâmdan Sonra okunacak Dua" namazın hemen ardından tesbihât ile birlikte yapılır ve kişinin ruhunu dinginleştirir. Tesbihât, Allah'ı anmanın ve O'na olan bağlılığın bir ifadesi olarak, namaz sonrası zikirlerle devam ettirilir.
Okunuş: Esteğfirullâhe’l-āzîmellezî lâ ilâhe illâ hüvel-hayyül-kayyûmü ve etûbü ileyhi.
Anlamı: Yüce Allah’tan affımı istemekteyim, zira O’ndan başka tanrı yoktur. O, hayattadır ve her şeyin bekçisidir. O’na yönelip tevbe ediyorum.
Okunuş: Allahümme ente’s-selâmü ve minke’sselâmü tebârekte yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm.
Anlamı: Allah'ım! Sen huzursun. Huzur da senin eserindendir. Ey yücelik ve ikram sahibi! Sen her türlü noksanlıktan uzaksın, sen yücesin." şeklinde bir dua etmiştir.
Otuz üç kez “Sübhânellah (Allah’ı eksikliklerden arındırırım)”,
Otuz üç kez “Elhamdülillâh (tüm övgüler yalnızca Allah’a aittir)”,
Otuz üç kez “Allâhü ekber (Allah, en yücedir)” denir.
Okunuş: Lâ ilâhe illâllâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve ‘alâ külli şey’in kadîr.
Anlamı: Allah’tan başka ilah yoktur, yalnızca O mevcuttur. O’nun bir ortağı yoktur. Mülk yalnızca O’na aittir, her türlü övgü O’na aittir, O her şeye kadirdir.
Ebu Hüreyre (ra), Peygamber Efendimizin (sas) şu şekilde söylediğini aktarmıştır:
Kim, namazını bitirdikten sonra otuz üç defa "Sübhânellah", otuz üç defa "Elhamdülillah" ve otuz üç defa "Allahu Ekber" söyler –bu toplamda doksan dokuz eder. Sonrasında; "Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve ‘alâ külli şey’in kadîr" (Allah'tan başka ilah yoktur; O tektir ve ortağı yoktur. Mülk de O'na aittir, hamd de O'na aittir. O, her şeye gücü yetendir) dediğinde; günahları, denizdeki köpük kadar çok olsa bile affedilir.
Peygamberimizin etrafındaki yoksul sahabeler, O'na yaklaşarak şu şekilde ifade ettiler: "Zenginler, sonsuz cennetin yüksek derecelerini elde edip gittiler; zira onlar da bizim gibi namaz kılıyor, oruç tutuyorlar, ayrıca geniş maddi imkanlarıyla hac ve umre yapıyor, cihad ediyor ve sadaka veriyorlar."