Mushaf sırasına göre 19., sûre sırasına göre ise 18. suredir. Maun Suresi'nden sonra ve Fir Suresi'nden önce Mekke'de nazil olmuştur. Onun Medine'ye çıktığına dair de bir rivayet vardır. Rivayete göre Kureyş, Peygamberimizden bir yıl kendi ilahlarına ibadet etmesini, bir yıl da kendi ilahlarına ibadet etmesini istemiştir. Peygamber şöyle dedi: ``Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmadan önce Allah'tan yardım isterim.'' Bunun üzerine Kureyş, ''İlahlarımızdan bazılarına saldırın (öpün ve dokunun) sonra sizi tasdik ederiz ve Allah'ınıza ibadet ederiz.'' dedi.
Daha sonra Kafirun ortaya çıktı. Mekke'nin ilk dönemlerinde sembolik olarak inen bu sure, Hz. Peygamber'in şirk ve sapkınlık konusunda kâfirlerle birleşemeyeceğini, tevhit ilkesinin tüm putperestlere tanıtıldığını açıkça belirtmektedir. Mekke'de bir müşrik, iman ile şirkin iki farklı şey olduğunu anlatmıştır. İkisinin hiçbir benzerliği olmadığından bir arada yaşamalarının veya iki inanç arasında bir uzlaşma bulmalarının mümkün olmadığı açıkça ifade edilmektedir. Kafirun suresinin okunuşu hem Türkçe olarak hem Arapça olarak çok kaynakta yer almaktadır.
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.
1- Gul yâ eyyuhe’l-kâfirûn.
2- Lâ a’budu mâ ta’budûn.
3- Ve lâ entum âbidûne mâ a’bud.
4- Velâ ene âbidun mâ abettum.
5- Velâ entum âbidûne mâ a’bud.
6- Lekum dînukum veliye dîn.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
1- De ki: Ey kâfirler.
2- Ben sizin taptıklarınıza tapmam.
3- Siz de benim ibadet ettiğime ibadet edecek değilsiniz.
4- Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
5- Siz de benim ibadet ettiğime, ibadet edecek değilsiniz.
6- Sizin dininiz size, benim dinim bana.