İslam tarihinde dönüm noktası kabul edilen ilk vahiy, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Peygamberlik görevine başlangıcını temsil eder. Bu ilahi mesaj, Miladi 610 yılının Ramazan ayında, bir Pazartesi gecesi, Mekke yakınlarında bulunan Hira Dağı’ndaki bir mağarada nazil olmuştur. Peygamber Efendimiz bu sırada 40 yaşındaydı ve kendisini tamamen Allah’a adamış, tefekkür içinde bir hayat sürmekteydi.
İlk inen ayetler, Alak Suresi'nin ilk beş ayetidir. Bu ayetler insanlık tarihinde yeni bir dönemi başlatmış, vahiy kapılarını açmıştır: "Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan (embriyodan) yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O, kalemle öğretendir. İnsana bilmediğini öğretendir."
"Yaratan Rabbinin adıyla oku!
İnsanı alak’tan (kan pıhtısından) yarattı.
Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
Kalemle yazmayı öğretti.
İnsana bilmediğini öğretti."
(Alak Suresi, 1–5)
Bu ayetler, hem bilgiye hem de yaratılış gerçeğine dikkat çeker. "Oku" emri, sadece sözlü ya da yazılı bir metni okumak değil, kainatı, insanı, hikmeti ve Kur’an’ı anlamaya yönelik derin bir çağrıdır.
Hira Mağarası'nda tefekküre dalan Hz. Muhammed'e (s.a.s.), melek Cebrail (a.s.) gelerek "Oku!" emrini verir. İlahi vahyin başlangıcı olan bu kutsal an, İslam'ın temellerinin atıldığı ilk adımdır. Efendimiz okuma bilmediğini söyleyince, melek onu üç kez kucaklayarak aynı emri tekrarlar. Bu tekrarlar, vahyin önemini ve Allah'ın kelamının insanlığa aktarılmasındaki kararlılığı gösterir. Üçüncü seferinde ise Alak Suresi'nin ilk beş ayetini kendisine bildirir. Bu mübarek anlar, Peygamberimizin hayatını ve insanlık tarihini sonsuza dek değiştirecek bir dönüm noktasıdır. Böylece Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı bu an, insanlığa Allah'ın son mesajının ulaştırıldığı ilk adımdır.
İlk vahyin ardından Hz. Muhammed (s.a.s.), derin bir sarsıntı ve büyük bir sorumluluk duygusuyla evine döner ve Hz. Hatice’ye başından geçenleri anlatır. Eşi Hatice validemiz, onu teselli ederek ilk destekçisi olur:
"Allah seni asla bırakmaz. Çünkü sen doğruluk sahibisin, misafiri ağırlarsın, yoksula yardım edersin, felaketzedelerin yanındasın."
Kur'an-ı Kerim'in ilk kelimesi olan "İkra – Oku!" emri, yalnızca bireysel bir öğrenme çağrısı değil, insanlığın aydınlanma serüveninin başlangıcıdır. İnsanoğlunun dünya üzerindeki varlığını anlamlandıran bu ilahi emir, her bir bireyin bilgiye, hakikate ve bilince açılan kapısıdır. Vahyin ilk anında Peygamberimize verilen bu talimat, sadece yazılı metinlerin okunmasını değil, kainatın, yaratılışın ve varoluşun tüm işaretlerini okumayı, anlamayı ve yorumlamayı içerir.
Bu emir, Allah'ın adıyla, O'nun yarattıklarını anlamaya ve hikmeti kavramaya yönelik bir davettir. "Oku" emri, maddi ve manevi dünyayı keşfetmeye, bilimi ve irfanı birleştirmeye çağrıdır. İnsanın kalemle öğrendiğini, bilmediğini bilmeye yönelten ilahi bir rehberliktir. Okumanın temelinde yatan amaç, insanın kendini, toplumunu ve evrenin düzenini idrak ederek yaratıcısına daha çok yaklaşmasıdır. "oku" demek: düşünmek, sorgulamak, araştırmak ve tefekkür etmek demektir. İlim ve irfan yolculuğunun ilk adımı olan bu emir, insanlığın medeniyet inşasının da temel taşıdır.
lk vahiyde öne çıkan temalar şunlardır: