İlahi vahyin taşıyıcısı olan peygamberlerin hayatları her zaman insanlık için birer ibret ve rehber olmuştur. Fakat bu yazımızda ele alacağımız konu, oldukça sıra dışı: Doğmadan önce ölen bir peygamber olabilir mi?
İlk bakışta bu mümkün değilmiş gibi görünse de İslam kaynaklarında bu soruya dair bazı dikkat çekici rivayetler yer almaktadır. Gelin, “Doğmadan ölen peygamber kimdir?” sorusunun cevabını hem rivayetler hem de alimlerin yorumları ışığında inceleyelim.
Kur'an-ı Kerim'de doğrudan böyle bir bilgi yer almamakla birlikte, bazı müfessirler, Hz. İsa’nın annesi Meryem’in annesi olan Hânnâ’nın duası ve bu dua neticesinde karnında taşıdığı çocukla ilgili olarak çarpıcı bir yoruma yer verirler. Hânnâ’nın Allah’a yaptığı dua sonucunda, karnında taşıdığı çocuğun büyük bir işlevi olacağına işaret eder. Müfessirler, bu durumu Meryem'in ve dolayısıyla Hz. İsa'nın gelişimi ile ilişkilendirerek, Hânnâ’nın duasının ne kadar önemli olduğunu vurgularlar.
Bazı kaynaklarda Hânnâ’nın, çocuğunu Allah’a adamak istemesi ve bu niyetle dua etmesi, onun ruhsal ve manevi derinliğini ortaya koyar. Duaların ve niyetlerin, gelecekteki peygamberlerin doğumuna zemin hazırladığı düşünülmektedir. Meryem’in annesi olan Hânnâ’nın duası ve bu dua neticesinde karnında taşıdığı çocukla ilgili olarak çarpıcı bir yoruma yer verirler.
İlgili Ayet – Âl-i İmrân Suresi 35-36:
"Hani İmrân'ın hanımı, 'Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana adadım. Benden kabul buyur. Şüphesiz sen işitensin, bilensin.' demişti. Onu doğurunca, 'Rabbim! Onu kız doğurdum.' dedi..."
Bu ayetlerde geçen olayda Hânnâ, doğmamış çocuğunu Allah’a adar. Rivayetlere göre Hânnâ, karnındaki çocuğun erkek olduğunu zannederek onu Beytülmakdis'e hizmet etmek için adar. Fakat doğan çocuk kızdır: Meryem.
İlgili Rivayetler:
İşte burada işin en kritik noktası devreye girer: Doğmadan ölen bu erkek çocuk gerçekten peygamber miydi?
Bazı rivayetlerde, bu çocuğun doğmadan önce peygamberlikle şereflendirildiği, ancak dünyaya gelmeden vefat ettiği ifade edilir.
Ancak bu bilgi sahih hadislerle veya Kur'an ayetleriyle desteklenmiş değildir.
Rivayetler ya zayıf ya da israiliyat kaynaklı (Yahudi-Hristiyan kültüründen İslam’a aktarılan bilgiler) olarak değerlendirilir.
Alternatif bir görüş olarak, Hz. Âdem’in oğlu Şît'in (Şîth) bir oğlunun doğmadan önce vefat ettiği ve bu çocuğun da peygamber olacağı yönünde rivayetler bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda yer almakla birlikte, kesin bir doğruluk payı taşıdığı söylenemez. Zira bu bilgi, Kur’an veya sahih hadis kaynaklarında açıkça belirtilmemiştir. Hz. Şît’in soyunun ve onun neslinden gelenlerin geleceği hakkında farklı yorumların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bu tür rivayetler, tarihsel olarak dini metinlerin nasıl yorumlandığına ve insanların inanç sistemlerine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
İbn Kesîr Tefsiri, Âl-i İmrân 35-36
Taberî Tefsiri, ilgili ayetlerin tefsiri
Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili – Âl-i İmrân Tefsiri
Suyûtî, el-Dürrü’l-Mensûr (rivayet derlemeleri)
Bu tür konular hakkında kesin bir bilgi sahibi olmadan paylaşım yapılmamalı; zayıf, uydurma veya israiliyat türü rivayetlerin sahih kaynaklardan ayıklanması önemlidir.