İslam inancında melekler, Allah’ın emriyle hareket eden, nurdan yaratılmış, günah işleme yetisi olmayan, saf ve temiz varlıklardır. Bu varlıklar, Allah’ın emrini yerine getirmekle görevlidirler. Her birinin kendine has görevleri vardır; ancak içlerinden dördü, özel görevleri ve önemleri dolayısıyla "dört büyük melek" olarak bilinir.
Peki bu dört büyük melek kimdir ve görevleri nelerdir? Gelin birlikte inceleyelim.
Cebrâil, Allah’tan aldığı vahiyleri peygamberlere ulaştıran melektir. İslam inancında, Cebrâil vahiy meleği olarak bilinir ve meleklerin en üst makamında yer alır. O, sadece Hz. Muhammed’e (s.a.v.) değil, aynı zamanda diğer peygamberlere de vahiy getirmiştir. Kur’an-ı Kerim başta olmak üzere tüm ilahi kitaplar, onun aracılığıyla peygamberlere bildirilmiştir. Cebrâil, bu önemli görevini yerine getirirken, Allah’ın emirlerini eksiksiz bir şekilde iletmiştir. İslam tarihinde bu melek, özellikle Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Kur’an’ı getiren en önemli figür olarak öne çıkar. O, sadece bir haberci değil, aynı zamanda ilahi mesajların insanlığa ulaşmasını sağlayan bir aracıdır.
Mikâil’in görevi, tabiat olaylarını ve rızıkları düzenlemektir. O, Allah’ın yarattığı evrende önemli bir rol üstlenir. Yağmurun yağması, rüzgârın esmesi, bitkilerin büyümesi gibi doğal olaylar onun kontrolündedir. Bu olaylar, insanların yaşamı için hayati öneme sahiptir. Mikâil, doğanın dengesini sağlarken, aynı zamanda insanların ve canlıların rızıklarının taksiminde de görev alır. Mikâil, Allah’ın rahmetini yeryüzüne ulaştıran melek olarak anılır. Onun varlığı, insanların ihtiyaç duyduğu her şeyin düzenli bir şekilde karşılanmasına yardımcı olur. Tabiatın döngüsünü yöneten bu melek, insanların yaşamında da önemli bir yer tutar.
İsrâfil (a.s.), sûr meleği olarak tanınır ve kıyametin kopacağı gün sûra üfleyerek hayatın sona ermesine vesile olacak olan melektir. Müslüman inancına göre, bu üfleme ile tüm yaşam sona erecek ve evren büyük bir sessizliğe bürünecektir. İsrâfil, sûra ikinci kez üfleyerek bütün ölülerin yeniden dirilmesini sağlayacaktır. Bu özellikleri nedeniyle, onun görevi hem sonun hem de yeniden başlangıcın simgesidir. Bu, insanların ahiret hayatına geçişini temsil eden çok önemli bir olaydır. İsrâfil'in sûr elinde hazır bir şekilde Allah’ın emrini beklediğine inanılır. Kıyamet günü geldiğinde, İsrâfil’in sûra üflemesi, tüm canlıların ve ölülerin yeniden dirilişini tetikleyecek ve evrende yeni bir dönemin başlangıcını müjdeleyecektir.
Azrâil, Allah’ın emriyle canlıların ruhunu kabzeden yani canlarını alan melektir. Halk arasında “ölüm meleği” olarak da bilinir. Bu önemli görev, onun tüm varlıkların yaşam döngüsündeki yerini belirlerken, insanlara da ecelin kaçınılmaz olduğunu hatırlatır. Her insanın eceli geldiğinde ruhunu almakla görevlidir. Ölüm, hayatın en doğal parçası olmasına rağmen, insanlar için genellikle korkutucu bir kavramdır. Azrâil, bu süreci yönetirken, merhamet ve adaletle hareket eder. Her bir ruhun, yaratıcısına dönüş yolculuğu, Azrâil tarafından titizlikle gerçekleştirilir.
Meleklere inanmak, İslam’da iman esaslarından biridir. Onlar ne hata yaparlar ne de kendi istekleriyle hareket ederler; yalnızca Allah’ın emriyle görevlerini yerine getirirler. Dört büyük melek ise bu ilahi düzende en önemli görevleri üstlenen özel varlıklardır.